'Centennial Inheritance': Turkish Red Crescent presents war letters exhibition in Istanbul | Daily Sabah - Daily Sabah

Yüzyıllık Miras: Türk Kızılayı, İstanbul’da savaş mektupları sergisini sunuyor

Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü anısına “Yüzyıllık Miras: Türk Kızılayı Savaş Esirleri Mektupları” sergisi, Birinci Dünya Savaşı sırasında esir düşen askerlere ait mektuplar, kartlar, listeler, defterler, pullar, zarflar ve fotoğrafların yer aldığı tarihi belgelerin, Kızılay arşivlerinden derlenerek modern Türkçe’ye çevrilmesi ve sergiye dönüştürülmesiyle ortaya çıkarıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın çabaları ve TRT’nin katkılarıyla düzenlenen sergi, Galataport, Karaköy’deki Paket Postanesi’nde açıldı. Sergiye, Türk Kızılayı genel sekreter yardımcısı Murat Ellialtı, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) yetkilileri, diplomatik misyon temsilcileri ve çeşitli konuklar katıldı. Ellialtı, Kızılay ve Kızılhaç’ın tarihi önemine vurgu yaparak şunları belirtti: “Kızılay ve Kızılhaç hareketi, hem ilk düzenlenmiş küresel hareket hem de modern zamanlardaki ilkel insani hareket olarak hizmet ederek küresel insaniyetin kalıcı ruhunu temsil etmektedir. İnsanlık tarafından yüzyıllar boyunca biriktirilen savaşçı ruha rağmen, 150 yıl önce bu gönüllü hareketi kurmak için bir araya gelen birçok iyi insan vardı. Bu hareketin bir diğer özelliği de gönüllülüğe dayanmasıdır. Farklı coğrafyalardan, farklı inançlara, dinlere ve renklere inanan iyi insanlar, bu hareket aracılığıyla bir araya geldiler.” Ellialtı ayrıca, Kızılay’ın Birinci Dünya Savaşı sırasındaki rolünü vurgulayarak şunları söyledi: “Bugün, yüzyıllık emanet edilen mahkum mektuplarını bu mekanda sergilerken başka bir anlam taşımaktadır. Birinci Dünya Savaşı sırasında düşman ülkelere esir düşen ve ailelerinden haber alamayanlar, o dönemde, yani Hilal-i Ahmer Esirler İdaresi olarak adlandırılan Kızılay’a mektuplar yazarak koşulları hakkında bilgi veriyorlar ve ailelerinden haber almayı istiyorlar, onları Kızılay aracılığıyla kendilerine ulaşmaları konusunda davet ediyorlar.” Mektupların duygusal içeriğinden de bahseden Ellialtı, “Çok zarif bir Türkçe ile yazılmış güzel hikayeler var. Acılı bir annenin kaleme aldığı bir mektup, esir düşen oğlunun akıbetinden haber almak için çaresizce çığlık atarken, herhangi bir bilginin ona iletilebileceğini dile getiriyor. Ayrıca, esir askerlerin yazdığı mektuplar da muhteşem bir Türkçe ile yazılmış. Bu mektuplar, o dönemin ruhunu günümüze taşımaktadır.” Benzer şekilde, askerler tarafından yazılan mektuplar derin özlem ve dayanışma ile yankılanır; onların etkileyici Türkçe şiiri, savaşın kaosu içinde oluşan kalıcı insan ilişkilerini çağrıştırarak zamansızlığın sınırlarını aşar. Bu yazışmalar sadece geçmiş zorlukları anlatmaz, aynı zamanda zor zamanlarda aile bağlarının ve umudun kalıcı önemini vurgular. Etkinlik sadece Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’nü anma değil, aynı zamanda bu organizasyonların tarih boyunca süregelen insani çabalarının anlamlı bir hatırlatıcısı olarak hizmet etti.