New dawn: Türkiye and Iraq bolster joint anti-terror cooperation | Daily Sabah - Daily Sabah

Yeni Şafak: Türkiye ve Irak terörle mücadelede işbirliğini güçlendiriyor

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak’a yaptığı son ziyaret, iki ülke arasında yeni bir işbirliği döneminin başlangıcını müjdeleyen umut verici bir başlangıcı simgeliyor. Bu tarihi ziyaret, 26 farklı anlaşmanın imzalanmasıyla dikkat çekiyor ve bölgesel güvenliği sağlamak için terörle mücadelede ortak çabanın kritik önemini vurguluyor. İmzalanan anlaşmalar arasında, Güvenlik İşbirliği Memorandumu ve Askeri Eğitim İşbirliği Memorandumu gibi terörizme karşı proaktif işbirliği örnekleri olarak öne çıkıyor. Bu bağlamda, Erdoğan’ın ziyareti, Türkiye’nin PKK terörizmiyle mücadelesinde önemli bir dönüm noktası gibi görünüyor. Son yirmi yılda PKK, Kuzey Irak’ta güvenli bir sığınak buldu ve terör örgütünü söküp atmayı hedefleyen Türk askeri operasyonları, Irak yetkilileri tarafından eleştirilere maruz kaldı ve egemenlik ve toprak bütünlüğü endişeleri ileri sürülerek karşılandı. Operasyon Pençe-Kilit’in başlangıç günlerinde, Bağdat’ta bu anlayış eksikliği oldukça baskındı ve ikili ilişkilerde gerilimlere neden oldu. Bugün atmosfer farklı. Erdoğan’ın ziyaretinden bir ay önce, Irak Ulusal Güvenlik Konseyi’nin PKK’yı yasaklama kararı, Irak’ın tutumunda önemli bir değişikliği vurguluyor. Bu hareket, 2005 Irak Anayasası’nın ruhunu yansıtarak, devletin terörle mücadelede ve topraklarını terörist faaliyetlerin başlatma platformu olarak kullanılmasından koruma konusundaki bağlılığını vurguluyor. Türkiye, farklılıklı öğeler içeren çok yönlü bir diplomatik yaklaşım benimsemiştir. Ankara, terörün sadece ulusal güvenliğini tehdit eden bir sorun olmadığını, aynı zamanda Irak için değerli mali getiriler sağlayabilecek herhangi bir girişim veya sosyo-ekonomik düzeni tehdit ettiğini açık bir şekilde iletişim kurmayı başarmıştır. Örneğin, uygulandığında, milyarlarca dolarlık Kalkınma Yolu yüksek ekonomik getiriler sağlarken bölgesel bağlantıyı güçlendirerek, Irak’ı uluslararası ticaretin merkezine yerleştirecektir. Ancak, Irak’ın terörizmden kurtulmadığı sürece, bu vizyon gerçekleşmeyecek ve yabancı yatırımcıları uzak tutarak, dışa bağımlı kalarak federal bütçenin gelirinin% 90’ını oluşturan petrol bağımlılığında kalacaktır. Bu nedenle, Türkiye ile terörle mücadelede aynı sayfada olmak, sadece Irak’ın ekonomik çeşitlendirme hedeflerine yardımcı olmakla kalmayacak aynı zamanda daha ekonomik olarak istikrarlı bir Irak için yol açacaktır. Şu anda terörle mücadelede ortak bir askeri operasyon fikri masada olmasa da, istihbarat işbirliği ve koordinasyona yönelik atılan adımların karşılıklı bağlamda karşı terörizm çabalarının ortaklık boyutunda önemli bir başlangıç noktası olarak görülmesi önemlidir. Ayrıca, bu süreçte artan diplomatik angajman, kararlılıkların eyleme dönüşmesi için her iki tarafın hazır olduğunu gösterecektir. Türkiye ve Irak arasındaki bu yeni terörle mücadele işbirliği ruhunun etkilerini düşünürken, önümüzdeki birkaç noktayı göz önünde bulundurmak akıllıcadır. Örneğin, özellikle Kuzey Irak’ta Pençe-Kilit operasyonuyla sıkışan terörist operatörler, yeni rotalar arayacaklardır. Coğrafi yakınlık veya başka nedenlerden dolayı İran’a yönelirlerse, bu hareket terörle mücadeleyi karmaşıklaştırabilir. Tahran’ın, sadece Türkiye’nin endişelerine söz vermekten öteye gitmesi ve etkili işbirliğinin sadece sözlü acıma yerine geçmesi gerekir. Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın burada sürekli vurguladığı bir noktaya atıfta bulunmak önemlidir. Türk ordusu, ileri düzeydeki askeri ve istihbarat yetenekleriyle PKK’yı her yerde savaşabilir. Ancak Ankara, bu mücadeleyi yürütürken komşularıyla yapıcı ilişkiler aramış ve samimi ilişkileri sürdürmüş ve trans bölgesel işbirliği ruhunu beslemiştir. Mezopotamya’da yankı uyandıran benzer bir durum Süleymaniye’de de geçerlidir. PUK lideri Bafel Talabani tedariksizlik ile hareket ediyor. Türkiye’nin PKK’ya karşı mücadelesi konusunda merkezi ve yerel aktörler arasında karşılıklı bir anlaşmaya varma, uzun vadede kazan-kazan durumunu getirecektir. Türkiye ve Irak arasındaki işbirliği dönemi, güvenlik ve ticaretten sınır ötesi sular ve askeri ilerlemelere kadar geniş bir alanı kapsıyor. Çok sayıda anlaşmanın sürekliliği için kritik şart, PKK teröründen arınmış bir bölgenin kurulmasıdır. Bu bölgesel işbirliği yeni aşamasında, herkes için güvenlik ve refah sağlayacak daha etkili ve kalıcı stratejilerin uygulanmasını bekliyoruz.