UN Türkiye focuses on "Untold Stories of Women with Disabilities in the Earthquake Zone" - United Nations

UN Türkiye, “Deprem Bölgesindeki Engelli Kadınların Anlatılmamış Hikayelerine Odaklanıyor” – Birleşmiş Milletler

Türkiye’deki BM Yerleşik Koordinatörü, hiçbir kadına veya kıza, özellikle de engelli olanlara yönelik gerçekleşen her türlü cinsiyete dayalı şiddet için mazeret tanınmaması gerektiğini söyledi. Doğal afetler topluluklara saldırdığında, kadınlar ve kızlar en çok etkilenenlerdir ve bunlardan engelli olanlar en savunmasız olanlardır. Ancak, karşılaştıkları zorluklar genellikle göz ardı edilir. BM Türkiye, kadınlar ve kızların doğal afetler sırasında ve sonrasında karşılaştığı zorlukları aydınlatmak amacıyla engelli kadınlar ve kızlar, hükümet yetkilileri, STK’lar, akademi ve ortaklarını bir araya getirdi. 8 Aralık’ta, Güney Türkiye’de 6 Şubat’ta meydana gelen ikiz depremlerden etkilenen 11 ilin biri olan Gaziantep’te “Deprem Bölgesinde Yaşayan Engelli Kadınların Anlatılmamış Hikayeleri” adlı etkinlik gerçekleşti. Türkiye’deki BM ajanslarından IOM, UNICEF, UNIC, UNFPA ve UN Women, Alan Temelli Koordinasyon ekibinin desteğiyle, cinsiyete dayalı şiddete karşı 16 Gün Boyunca Aktivizm kampanyası kapsamında düzenlenen etkinlik, kadınlar ve kızların yanı sıra aile üyelerine destek olan kadınların da acil durum sonrası deneyimledikleri özel zorluklara odaklandı. Bu etkinliğin ana odak noktası, kadınlar ve kızların depremlerin etkisi sonrasında cinsiyete dayalı şiddet riskine karşı artan savunmasızlıkları ve bu tür riskleri azaltmada hizmet sağlayıcılarının rolü oldu.
Etkinliğin açılışında BM Yerleşik Koordinatörü Babatunde Ahonsi, kadın ve kız engellilerin seslerini ve bakış açılarını karar alma süreçlerine entegre etmenin önemine vurgu yaptı. Sınırlı hareket kabiliyeti, erişilebilirlik zorlukları ve felaket travması ile sıklıkla fiziksel şiddete maruz kalma riskini vurguladı. Deprem sonrası kaynaklara ve iş imkanlarına kısıtlı erişimin sağlandığı durumlarda kadın ve kız engellilerin istismar ve ekonomik kötüye kullanıma daha fazla maruz kaldığını belirtti. Ahonsi, “Bu zorluklarla ilgilenmek, kadın ve kız engellilerin gerçekleri konusunda kapsamlı bir anlayışı gerektirir ve haklarını tam olarak kullanabilmelerine destek olmak için hepimizin harekete geçmesi gerekir” dedi ve BM ülke ekibinin kadın ve kız engellilerin tüm gelişme alanlarında rolünü güçlendirmek için iş birliği yapmaya devam edeceğini vurguladı. “Hiçbir mazeret – kadınlara ya da kızlara, özellikle engelli olanlara yönelik gerçekleşen cinsiyete dayalı şiddete izin vermeyeceğiz” deyip Ahonsi. Ayrıca etkinlikte konuşan IOM Baş Yardımcısı Claudia Natali, engelli kadınların ve kızların seslerinin işitildiği ve haklarının korunduğu güvenli ve erişilebilir bir ortam sağlamak için birlikte çalışma ihtiyacını vurguladı. “(Çatışmalar, kitlesel göçler ve felaketlerde) cinsiyete dayalı şiddet ölçülebilir bir şekilde artar çünkü adil mekanizmaların zarar gördüğü durumlarda, bu nedenle deprem gibi afetlerden sonra, insani yardım çalışanları olarak cinsiyete dayalı şiddetin var olup olmadığı sorusuna cevap aramayız, arttığını varsayarak önleyici ve koruyucu tedbirler alırız” dedi Özyurt. Panelist Kelleci, cinsiyet eşitliği ve farklı cinsiyetlere atanan toplum normlarını ve rollerini sorgulamanın önemini vurgulayarak karar mekanizmalarında kadınların aktif katılımını, ilerlemelerinde engelleri kaldırarak, karar mekanizmalarında artmalarını gerektiren hususu vurguladı. Özyurt, deprem sonrası artan cinsiyete dayalı şiddetin nedenlerine ve etkilerine odaklanan paneli başlattı. Panelist İdil Seda Ak, Türkiye’deki kadınlı erkekli engelliler arasındaki cinsiyete dayalı belirgin farklılıklar yüksek okur yazarlık oranının %51.26 olduğunu ve işgücüne sadece %12.5’inin katıldığını kaydetti. Pınar Yücel, kişisel deneyimlerini paylaşarak, depremden sonra karşılaştığı artan zorluklara vurgu yaparak “kendimi özel biri olarak tanımlarım, engelli biri değil” dedi. Mukaddes Perihan, eğitim deneyiminin 27 yaşında başladığını ve 34 yaşında iş bulduğunu paylaşarak, deprem deneyimini hatırlayarak, deprem sırasında önce pardösüsü ve uzun eteğini giymesi gerektiği düşüncesine hakim olduğunu anlattı. Evde böyle hikayesi olan kadınların bir araya getirilmesi gerektiğine işaret etti, çünkü yaşadığı yerde kendisi gibi kadınlar bulunmadığını ifade etti.