Türkiye’nin merkez bankası, ülkenin tüketici fiyatlarının yükselmesiyle birlikte ana politika faizini yüzde 50’de sabit tuttu. Uzmanlar, resmi yıl sonu enflasyon hedefine ulaşılmasının mümkün olmayabileceğinden endişe duydular. Merkez bankası toplantı sonrası yaptığı açıklamada, “geç gelen sıkılaştırma önlemlerinin etkilerini düşünerek, politika faizini sabit tutmaya karar verdik, ancak enflasyon risklerine karşı son derece dikkatli olmaya devam ediyoruz” dedi. Banka, enflasyonun belirgin ve sürekli bir şekilde kötüleşmesi durumunda daha fazla sıkılaştırma önlemlerinin uygulanabileceğini vurguladı.
Merkez bankası, Mart ayında sürpriz bir hamle yaparak, enflasyon beklentilerindeki kötüleşme nedeniyle politika faizini 500 baz puan artırdı. Türkiye, geçen yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet koalisyonu tarafından kazanılan genel seçimlerin ardından yılların gevşek politikalarını terk etti ve inatçı yüksek enflasyonu dizginlemek amacıyla talebi azaltmayı hedefleyen agresif bir sıkılaştırma uyguladı.
Merkez bankası Haziran 2023’ten bu yana bir haftalık repo faizini yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye yükseltti. Ardışık faiz artışlarına rağmen, yıllık enflasyon Mart ayında yüzde 68,5’e yükseldi ve önümüzdeki aylarda yüzde 75’e kadar çıkması bekleniyor.
Resmi yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 36 olarak belirlenmiş olsa da, birçok ekonomist bunun yaklaşık yüzde 45 olabileceğini düşünüyor. Yüksek enflasyon nedeniyle halkın günlük yaşamlarında sıkıntı yaşadığını vurgulayan uzmanlar, düşen alım gücüyle boğuşan düşük gelir grubundan insanların özellikle gerekli malzemeler için düzenli fiyat artışlarıyla karşı karşıya kaldığını belirttiler.
Uzmanlar, merkez bankasının kısa vadede faizleri yüzde 60’ın üzerine çıkarması ve kamu harcamalarını azaltması gerektiğini vurgulayarak, yıl sonuna kadar enflasyonun yüzde 45 civarında olması bekleniyor.
Türkiye Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz geçen hafta yaptığı açıklamada, yaz aylarında enflasyonun yüzde 20 civarına düşmesini beklediğini belirtti. Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ise New York’ta dünya bankası ve yatırımcılarla yaptığı görüşmelerde, yapısal reformların zamanının geldiğini ve ekonomik koşulların iyileşeceğini söyledi. Bu süreçte Türkiye, düşük enflasyon, yapısal reformlar ve mali disiplin ile makroekonomik temelleri güçlendiriyor ve yatırımcıların büyük ilgisini çekiyor.