‘Kurtarma’ Neden Tek Başına Duramıyor?

Dijital dünyada tehlikeler artarken, siber güvenlik şirketler için en önemli operasyonel risk haline geliyor. Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü’nün (NIST) güncellenmiş kılavuzu, veri güvenliği stratejilerini revize eden şirketler için harika bir başlangıç noktasıdır. Ancak NIST’in siber güvenlik çerçevesi, bir saldırıdan kurtulmanın önemini tam olarak anlatmıyor. Kurtarma, kriz durumu değil, sürekli bir süreç olmalıdır ve diğer güvenlik işlevleri ile entegre olmalıdır.

Günümüzde birçok yasa ve düzenleme göz önünde bulundurulduğunda, şirketlerin siber güvenlik hazırlık planlarındaki eksiklikleri acilen ele alması gerekiyor. Yalnızca saldırıyı önceden engellemek yeterli değildir; kurtarma da önemli bir bileşendir. Test, test, test! Şirketlerin gerçek bir saldırı sonrası nasıl tepki vereceğini önceden planlaması ve test etmesi kritik öneme sahiptir.

Kurtarma araçlarının diğer güvenlik işlevleri ile entegre edilmesi, saldırıya hazırlık ve yanıt vermede değerli bilgiler sağlayabilir. Bu, güvenlik ekiplerine güvenlik yığınlarından gelen istihbaratı analiz etmelerinde yardımcı olabilir ve şirketin veri merkezlerini siber saldırılara karşı daha dirençli hale getirebilir.

Siber kurtarma işlevi genellikle güvenlik ekibi ve BT ekibi arasında paylaşılmış olmasına rağmen, genellikle yeterli kaynak ayrılmaz. İhlal durumunda kaynakları etkin bir şekilde yönlendirmek ve sürekli bir planlama ve test süreci sürdürmek önemlidir.

Özetle, siber güvenlik sadece saldırıları önlemekle sınırlı değildir; kurtarma da önemli bir adımdır. Bu sürecin diğer güvenlik işlevleriyle entegre olması ve sürekli test edilmesi, şirketlerin siber saldırılara karşı daha dirençli hale gelmelerine yardımcı olabilir. İşletmelerin siber güvenlik planlarında kurtarmaya yeterli önem vermesi, gelecekte olası bir saldırı durumunda işlerin yolunda gitmesini sağlayabilir.