İstanbul’un simgesi olan İstiklal Caddesi’ndeki tarihi Rumeli Han’da gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sona erdi ve ziyaretçiler şimdi bu neoklasik yapıların altında gün yüzüne çıkan gizemli tüneli keşfetmeye akın ediyor. Rumeli Han’ın restorasyonunu denetleyen Baki Coşkun, tünellerin Beyoğlu’nun canlı atmosferine uygun kültürel ve sanatsal etkinlikler için kullanılması planlarının olduğunu paylaştı, bu da daha fazla ziyaretçi çekme potansiyeline sahip.
Sarıcazade Ragıp Paşa tarafından 1894 yılında inşa edilen Rumeli Han, Sultan II. Abdulhamid’in “Baş Mabeyinci”si olan Sarıcazade Ragıp Paşa tarafından inşa edildi. Afrika Han ve Anadolu Han ile birlikte Rumeli Han, Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlü olduğu kıtaların adlarını taşıyan üç han grubundan biridir. Bu hanların gizli tünellerle birbirine bağlı olduğu efsaneleri yaygındır ve bu sayede elitlerin binalar arasında gizlice dolaşmasını sağladığı söylenir.
2017 yılında başlayan kapsamlı restorasyon çalışmaları esnasında, işçiler temeli güçlendirmek için kazı yaparken yıllar boyunca çöpler ve molozların altında gizli kalan bir geçide rastladılar. 1,400 metrekarelik alanı kaplayan tünelde çeşitli odalar bulunması, daha fazla spekülasyon yaratmıştır. Coşkun, iddialı bağlantı hakkında “Tam olarak ne kadar doğru veya yanlış olduğunu bilmiyoruz” diye yorumladı. Tünelin kökenleri hala bir gizem olmasına rağmen, belgeler tünelin Rumeli Han’ın inşaatından önce odun depolama tesisi olarak kullanılmış olabileceğini öne sürüyor.
Coşkun, Rumeli Han’ın öneminin altını çizerek, “Bu, sanatçılar ve politikacılar için bir buluşma noktasıydı ve Osmanlı ve Türk tarihinde önemli anlara tanıklık etti” dedi. Rumeli Han, 14 Temmuz 1978 tarihli Yüksek Monümanlar Kurulu tarafından koruma altına alınmış bir antik eser olarak kayıtlıdır ve ana giriş kapısında eklektik bir tarza sahiptir. Öte yandan, 1990’lardan sonra, barok ve imparatorluk dekorasyonlarının yoğun bir şekilde kullanıldığı Rumeli Han’da tiyatro ve konser salonları, sanatçı atölyeleri ve kafeler açılmıştır.
