Air pollution in Istanbul may pose threat to human health: Experts | Daily Sabah - Daily Sabah

İstanbul’da Hava Kirliliği, İnsan Sağlığına Tehdit Olabilir: Uzmanlar | Daily Sabah

Uzmanlar, evlerde kömür ve odun yakılmasından kaynaklanan dumanın ve İstanbul’da artan kirliliğin, şehirdeki artan kentselleşme ve araç sayısı, endüstriyel tesislerin artışı ve dolayısıyla fosil yakıtlara olan talebin artması nedeniyle, vatandaşları kalp ve akciğer hastalıklarına daha fazla duyarlı hale getirebileceği konusunda uyarıyorlar. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği öğretim üyesi Hüseyin Toros, son zamanlarda Demirören Haber Ajansı’na (DHA) verdiği röportajda “Kentselleşme ile birlikte şehirdeki araç sayısı ve endüstriyel tesislerin artması, ısıtma için kömür gibi fosil yakıtların kullanılması, hava kirliliği oranı meteorolojik koşullara bağlı olarak değişiyor. Şehirlerde genellikle araçlardan salınan azot kirliliği ve toz, özellikle insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sahiptir,” dedi. Ayrıca, İstanbul’daki hava kirliliğinin özellikle Kadıköy ilçesindeki Göztepe, Esenyurt, Mecidiyeköy ve Kağıthane’deki gibi bölgelerde yoğun olduğunu vurguladı. Toros, vatandaşların, çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığının web sitesi aracılığıyla hava kalitesini takip ederek gündüzleri hava kirliliğini izlemesini önerdi. Ayrıca İstanbul’da yaklaşık 38 hava ölçüm istasyonu bulunduğunu belirtti. Toros, “İstanbul’daki toz miktarı şu anda 50 ile 100 arasında. Bir metreküp havada yaklaşık 50 taneye kadar parçacık bulunmaktadır. Ortamımızın metreküp başına düşen hava değeri 50’nin altındaysa, yeşil yani çok iyi demektir. 50 ile 100 arasında ise ortalama iyi olduğunu söyleyemeyiz,” açıklamasında bulundu. “100’den sonra, özellikle hassas gruplar için tehlikeli hale gelir. 100’ün üzerine çıkmamaya dikkat etmeliyiz,” diye ekledi.

Kalp ve akciğerlerin hava kirliliğinden etkilenen ilk organlar olduğunu vurgulayan kardiyolog Prof. Dr. Özlem Esen, “Parçacık sayısının artmasıyla damarlardaki akıcılığın bozulduğu, damar spazmlarının meydana geldiği ve kalp krizlerinin daha sık meydana geldiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle, kış aylarında parçacık sayısının artmasıyla kalp hastalıklarında bir artış gözlenmektedir” dedi. “Ayrıca, insanların nefes almakta zorlandığı, kan basıncında dengesizlik olduğu ve özellikle sıcak hava aniden soğuduğunda bu durumun daha belirgin olduğu gözlemlenmiştir” dedi. “Bu noktada, insanların özellikle hafif maskeler kullanarak dışarı çıktıklarında kendilerini korumalarını öneriyoruz,” diye devam etti. Kronik bronşit, astım ve kalp yetmezliği gibi uzun süreli kronik rahatsızlıklara sahip hastaların soğuk kış aylarında ekstra önlemler alması gerektiğini belirtti. “Ek olarak, yüksek tansiyon ve diyabet gibi çoklu ilaç kullanan hastaların da risk altında olduğu, havadaki kirliliğin yani bu parçacıkların oranının artmasıyla kan basıncı değerlerinin etkilendiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle, uzun süreli kronik hastalıklara sahip hasta grubumuzun kendilerini korumalarını öneriyoruz” dedi.

Bu bağlamda, İstanbul’daki evlerde kömür ve odun yakılmasından kaynaklanan dumanın ve artan kirliliğin, şehirde artan kentselleşme, artan araç sayısı, endüstriyel tesislerin artışı ve dolayısıyla fosil yakıtlara olan talebin artması nedeniyle, vatandaşları kalp ve akciğer hastalıklarına daha fazla duyarlı hale getirebileceği konusunda uzmanlar uyarıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği öğretim üyesi Hüseyin Toros, son zamanlarda Demirören Haber Ajansı’na (DHA) verdiği röportajda “Kentselleşme ile birlikte şehirdeki araç sayısı ve endüstriyel tesislerin artması, ısıtma için kömür gibi fosil yakıtların kullanılması, hava kirliliği oranı meteorolojik koşullara bağlı olarak değişiyor. Şehirlerde genellikle araçlardan salınan azot kirliliği ve toz, özellikle insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sahiptir,” dedi. Ayrıca, İstanbul’daki hava kirliliğinin özellikle Kadıköy ilçesindeki Göztepe, Esenyurt, Mecidiyeköy ve Kağıthane’deki gibi bölgelerde yoğun olduğunu vurguladı. Toros, vatandaşların, çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığının web sitesi aracılığıyla hava kalitesini takip ederek gündüzleri hava kirliliğini izlemesini önerdi. Ayrıca İstanbul’da yaklaşık 38 hava ölçüm istasyonu bulunduğunu belirtti. Toros, “İstanbul’daki toz miktarı şu anda 50 ile 100 arasında. Bir metreküp havada yaklaşık 50 taneye kadar parçacık bulunmaktadır. Ortamımızın metreküp başına düşen hava değeri 50’nin altındaysa, yeşil yani çok iyi demektir. 50 ile 100 arasında ise ortalama iyi olduğunu söyleyemeyiz,” açıklamasında bulundu. “100’den sonra, özellikle hassas gruplar için tehlikeli hale gelir. 100’ün üzerine çıkmamaya dikkat etmeliyiz,” diye ekledi.

Kalp ve akciğerlerin hava kirliliğinden etkilenen ilk organlar olduğunu vurgulayan kardiyolog Prof. Dr. Özlem Esen, “Parçacık sayısının artmasıyla damarlardaki akıcılığın bozulduğu, damar spazmlarının meydana geldiği ve kalp krizlerinin daha sık meydana geldiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle, kış aylarında parçacık sayısının artmasıyla kalp hastalıklarında bir artış gözlenmektedir” dedi. “Ayrıca, insanların nefes almakta zorlandığı, kan basıncında dengesizlik olduğu ve özellikle sıcak hava aniden soğuduğunda bu durumun daha belirgin olduğu gözlemlenmiştir” dedi. “Bu noktada, insanların özellikle hafif maskeler kullanarak dışarı çıktıklarında kendilerini korumalarını öneriyoruz,” diye devam etti. Kronik bronşit, astım ve kalp yetmezliği gibi uzun süreli kronik rahatsızlıklara sahip hastaların soğuk kış aylarında ekstra önlemler alması gerektiğini belirtti. “Ek olarak, yüksek tansiyon ve diyabet gibi çoklu ilaç kullanan hastaların da risk altında olduğu, havadaki kirliliğin yani bu parçacıkların oranının artmasıyla kan basıncı değerlerinin etkilendiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle, uzun süreli kronik hastalıklara sahip hasta grubumuzun kendilerini korumalarını öneriyoruz” dedi.
Üzgünüz, metni tercüme ederken bir hata oluştu.
Vücut sağlığını dikkate alan herkes, İstanbul’da evlerde kömür ve odun yakılmasından kaynaklanan duman ve artan kirlilik nedeniyle daha fazla kalp ve akciğer hastalıklarına maruz kalma riski taşıdığınızı bilmenizi istiyoruz. Uzmanlar, gelişen kentselleşme, artan araç sayısı, endüstriyel tesislerin artışı ve dolayısıyla fosil yakıtlara olan talep artışı nedeniyle bu konuda uyarıda bulunuyor. Hava kirliliğinin özellikle İstanbul’un belirli bölgelerinde yoğun olduğunu belirtiyorlar. Bu durumda vatandaşların gündüzleri hava kalitesini izlemesini öneriyorlar. Buna ek olarak, hafif maskeler kullanarak dışarı çıkarken kendilerini korumaları gerektiğini belirtiyorlar. Kronik bronşit, astım ve kalp yetmezliği gibi kronik rahatsızlıkları olan hastaların soğuk kış aylarında ekstra önlemler alması gerektiğini ve uzun süreli kronik hastalıkları olan hastaların kendilerini korumaları gerektiğini öneriyorlar. Sonuç olarak, hava kirliliği ve evlerde kömür ve odun yakılmasından kaynaklanan dumanın artmasıyla kalp ve akciğer hastalıklarına karşı duyarlı olmanın önemli olduğunu vurguluyorlar.