Arkeologlar, Türkiye’nin İstanbul şehrindeki gizli Bizans dönemi harikalarını daha fazla keşfetmeye özlem duyuyor

Türkiye’nin başkenti olan İstanbul’un kalbinde, bin 500 yıllık Aziz Polyektos Kilisesi, bir alt geçidin inşası sırasında tesadüfen keşfedilene kadar neredeyse bir milenyum boyunca kentsel genişleme altında gömülü kalmıştı. Ayşe Övür, bir arkeolog ve yazar, tarihi Yarımada’da arkeolojik kazıların son 50 yılda çok zor hale geldiğini belirtiyor. Bu zorluklara rağmen, arkeologlar titiz kazılar ve yoğun araştırma çabalarıyla şehirlerin içinde gizlenmiş bazı tarihi eserleri ve hikayeleri ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. 2020’den bu yana devam eden kazılar sayesinde uzmanlar, Polyektos Kilisesi’nin zemin katının önemli bir bölümünü açığa çıkarmayı başardılar. Ayrıca, kiliseye yakın bir saraya bağlanmış olduğuna inanılan bir tünel de keşfettiler. Bu keşif, kilisenin hemen kuzeyinde, şu anda bir park olarak kullanılan ve sokağa bitişik olan alanı kazmaları için teşvik etti ve sarayın kalıntılarını ortaya çıkardı. Bu keşif tamamlandığında dünya arkeolojisi açısından büyük bir öneme sahip olacak ve başka Bizans dönemi yapılarına da rastlanabileceğine inanılmaktadır. Bununla birlikte, izinlere uygun olarak kazılar şu anda kısıtlanmış durumda. Uzmanlar aynı zamanda Orta Çağ’da bir soylu tarafından kurulan ve adını alan Stoudios Manastırı’nın restorasyonunu gerçekleştirmek için arkeolojik çalışmalara başlamışlardır. Ancak yazar, bir sonraki odak noktasının, Sultanahmet Meydanı’nda, sembolik Ayasofya’nın yakınında yer alan ve Bizans imparatorlarının Büyük Sarayı’nın kalıntılarının açığa çıkarılması olması gerektiğini düşünmektedir. Bununla birlikte, yazar, Sultanahmet Meydanı’nda başlatılan bir kazı çalışmasının, günlük onbinlerce turistin ziyaret ettiği bir yerde son derece olası olmayacağını düşünmektedir.